DİYARBAKIR İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Tarihçe

İLK ÇAĞLARDAN OSMANLI DEVLETİNİN SONUNA KADAR

DİYARBAKIRIN  KISA TARİHİ

         Şehrimiz, M.Ö.14. yüzyıldan günümüze kadar Amidi,   Amid, Amida, Agusta, Karaamid, Karakale, Karacakale, Hamid, Karahamid,   Diyarbekir ve Diyarbakır isimleri ile anılmıştır.

         Diyarbakır ismi, yakın zamanlara kadar Diyarbakır   merkezininde içinde bulunduğu geniş bir bölgenin adı olmuştur. Bu bölge, bugünkü   Diyarbakır merkezinden başka Erbil, Erzen, Cizre, Hani, Silvan, Harran,   Hasankeyf, Habur, Ceylanpınar, Rakka, Urfa, Siirt, Sincar, İmadiye, Mardin, Muş,   ve Nusaybin gibi pek çok yerleşim birimini kapsamaktadır. Ancak, günümüzde   Diyarbakır ismi, sadece şehir merkezini ifade etmektedir.

        Diyarbakır stratejik konumu itibariyle, daha kuzeyideki   dağlık arazi ve bu dağlar arasındaki ovalarla, güneyindeki çöl karakterli ovalar   arasında bir genişlik teşkil etmektedir. Bu bölge, aynı zamanda, uzak bölgeleri   denizlere liman şehirlerine bağlayan ana yollar üzerinde bulunmaktadır. Bu   yollardan biri, Anadolu ve Suriye'den gelerek Irak'a gitmekte idi ki bu yol aynı   zamanda Akdeniz sahillerini Basra Körfezine bağlamaktadır. Bu güzergahtan   Diyarbakır'da ikinci bir yol ayrılarak, kuzeydeki dağ setini Devegeçidi ile   aşıp, Elazığ ve Sivas üzerinden Samsun'a iniyordu. Bu suretle Mezopotamya ile   Karadeniz sahilleri arasındaki bağlantı Diyarbakır üzerinden kuruluyordu. Yine   Diyarbakır'dan ayrılan diğer bir yol ise, Bitlis Van Gölü Havzası üzerinden   Azerbaycan ve İran'a bağlanmakta idi.

        İfade edilen stratejik konumu ve ana yolar üzerinde   bulunması, çağlar boyunca Diyarbakır'ın gelişmesinde önemli bir faktör   olmuştur.

        Bu özellikleri dolayısıyla Diyarbakır, çok eski   çağlardan beri önemli bir yerleşim alanı olmuştur. Bölgede M.Ö. 25000-10000   yıllarında ilkel kavimlerin yaşadıkları tahmin edilmekte; M.Ö. 3000 yıllarından   itibaren de medeni kavimlerin yerleştikleri bilinmektedir. Bölgemiz, M.ö. 1700   yıllarından sonra yazılı tarih dönemine girmiştir.

        Kaynakların verdikleri bilgilere göre M.Ö 3000   yıllarından günümüze kadar Diyarbakır'dan gelip geçen uygarlıklar, hakimiyet   kurmuş devlet ve hanedanlar , şekilde tespit edilmiştir.

  • HURİLER M.Ö. 3000-1260
  • MİTANNİLER M.Ö 3000-1260
  • ASURLULAR M.Ö. 1260-653
  • URARTULAR M.Ö. 1260-653
  • İSKİTLER M.Ö. 653-625
  • MEDLER M.Ö. 625-550
  • PERSLER M.Ö. 550-331
  • MEKEDONYALILAR(İskender Devri) M.Ö 331-323
  • SELÖKİDLER (Selevkos Hanedanı) M.Ö. 323-140
  • PARTLARM.Ö. 140-85
  • BÜYÜK TİGRAN DEVRİM.Ö. 85-69
  • ROMALILARM.Ö. 69-M.S. 53
  • PARTLAR VE ROMALILAR DÖNEMİ53-226
  • SASANİLER VE ROMALILAR DEVRİ226- 639
  • BİZANS DEVRİ 395-639
  • DİYARBAKIR'IN MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN FETHİ VE ÜÇ HALİFE DEVRi639 ?750
  • EMEVİLER661-750
  • ABBASİLER750-869
  • ŞEYHOĞULLARI869-899
  • ABBASİLER899-930
  • HAMDANİLARI930-978
  • BÜVEYHOĞULLARI978-984-
  • MERVANİLER984984-1085
  • BÜYÜK SELÇUKLULAR1085-1093
  • SURİYE SELÇUKLULAR1093-1097
  • İNALOĞULLARI1097-1142
  • NİSANOĞULLARI142-1183
  • HASNKEYF ARTUKOĞ.1183-1232
  • EYYUBİLER1232-1240
  • TÜRKİYE SELÇUKLULAR1240-1302
  • MARDİN SELÇUKLULAR1302-1394
  • TİMUR HAKİMİYETİ1394-1401
  • AKKOYUNLULAR1401-1507
  • ŞAH İSMAİL İDARESİ 1507-1515
  • OSMANLI DEVRİ1515-1923

        Bu tablodan anlaşılabileceği gibi Diyarbakır, uzun bir   tarihi geçmiş boyunca ilk çağlardan itibaren bir çok Asya kökenli,   Mekadonyalılar ve Romalılar gibi Avrupa kökenli ve hatta Azak Denizi civarından   hareketle Kafkaslar ve Azerbaycan yolu ile Anadolu , Suriye ve Filistin   bölgesine kadar Türk kökenli iskitler gibi hakimiyetler altında yaşamıştır. Daha   sonra Romalılar'ın bölgede hakimiyet kurmaları ile Diyarbakır, Romalılar'la,   özellikle İran kökenli diğer hakimiyetler arasında bir mücadele sahası olarak   görülmektedir. Bu arada Roma hakimiyeti esnasında Diyarbakır surlarıda önemli   ölçüde inşa edilmiştir.

      Roma hakimiyetinden Bizans'a intikal eden Diyarbakır, bu   defa İslamiyetin ortaya çıkışını takiben müslüman Araplarla Bizans arasındaki   mücadelelere sahne olmuştur. Bu mücadeleler esnasında halife Hz. Ömer zamanında,   699 yılında Diyarbakır, Müslümanlar tarafından fethedilmiştir. Emeviler ve   Abbasiler gibi Arap idareleri geçiren Diyarbakır, Emeviler devrinde pek önemli   bir gelişme kaydetmemişse de, Abbasiler devrinde eksiklerini tamamlayarak ,   İslam aleminin bölgedeki önemli şehirlerinden biri haline gelmiştir.

Kuşbakışı (1960)       Daha sonra   Şeyhoğulları,  Hamdaniler,  Mervaniler gibi mahalli hakimiyetleri takiben   Diyarbakır, Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey zamanında, Oğuz boylarının Anadolu   akınları sebebi ile temasa başlamış ve nihayet 1048 yılında Mervanoğulları   Nasrülddevle Ahmet'in Tuğrul Bey'e itaatini arzetmesi ile Büyük Selçuklu   hakimiyetini tanımıştır. Sultan Melikşah devrinde 4 Mayıs 1085 tarihinde   Diyarbakır, Büyük Selçuklular tarafından fethedilerek, Türk idaresi   kurulmuştur.

      Diyarbakır ve çevresi, Türk idaresinde daha da önem   kazanmış ve geliştirilmiştir. Özellikle idari merkezi olan şehirler çok iyi imar   edilmiş ve kültürel açıdan da ilerlemişlerdir. Başta Diyarbakır ve Silvan olmak   üzere diğer şehirler; Bizans hakimiyetinden çıkarılarak "darül- islam" (islam   ülkesi) haline getirilmeye çalışılan Anadolu'nun İslam medeniyetine intibak   ettirilmesi hususunda önemli rol oynamıştır.

      Büyük Selçuklu hakimiyetinin sona ermesinin ardından   İnanoğulları , Nisanoğulları, Artuklular, Eyyübiler, gibi mahalli hakimiyetler   ve Türkiye Selçukluları, Timur dönemi, Akkoyunlular ve Şah İsmail idaresindeki   İran egemenliğinden sonra Diyarbakır, 15 Eylül 1515 tarihinde Yavuz Sultan Selim   devrinde Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından fethedilerek Osmanlı birliğine   katılmıştır. Fethi müteakip, eyalet merkezi haline getirilen Diyarbakır'a ilk   beyler bey'i olarak Bıyıklı Mehmet Paşa tayin edilmiştir.

      Diyarbakır Osmanlı devrinde en önemli ve geniş   eyaletlerden biri olmuştur. Doğu İstikametine hareket eden orduların önemli   ikmal merkezi haline gelen Diyarbakır, aynı zamanda diğer eyaletlere nazaran en   çok asker yetiştiren bir eyalet olmuştur. Bunların özellikle 16.yy. boyunca   Diyarbakır'da büyük kalkınma ve imar faaliyetleri gerçekleştirildiği gibi,   yüzyılda şehrimiz önemli bir ticaret ve sanat merkezi haline gelmiştir . Daha   sonraki yüzyıllarda da öneminde pek fazla bir şey kaybetmeyen Diyarbakır,   Osmanlı Devletinin yıkılışına kadar bu konumu korumuştur.

Fırat Mahallesi 597. Sokak No 4 Kayapınar / DİYARBAKIR - 0412 322 2100 / 0412 322 2200 / Sanal Santral 84122100 / 84122200

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.