Page 11 - Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Çalıkuşu Dergisi (Mart)
P. 11

FASHION  BR AND  SUPPLY  CO.


                Şehirde bulunan tarihi camiler içinde en büyüğü ve en ünlüsü

                olan Ulu Cami, Anadolu’nun en eski camilerindendir. Yapı 639 yılında
                Hz.Ömer Dönemi’nde şehrin merkezindeki en büyük mabed olan Mar-
                toma Kilisesi’nin bulunduğu alana inşa edilmiştir. Daha sonra 1091

                yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Melikşah’ın buyruğu ile büyük bir
                onarım gördüğünü, değişik dönemlerde birçok kez onarım ve eklen-
                tilerle bugünkü şeklini aldığını kitabelerinden öğrenmekteyiz. Büyük
                Selçuklu hükümdarı Melikşah, İnal ve Nisanoğulları, Anadolu Selçuk-
                lu hükümdarı Gıyaseddin Keyhüsrev, Artuklular, Akkoyunlu Hüküm-

                darı Uzun Hasan ve Osmanlı padişahlarından birçoğuna ait kitabeler,
                caminin muhtelif yerlerinde görülmektedir. Erken İslam döneminin
                ünlü Şam Emeviye Cami’nin Anadolu’ya yansıması olarak yorumlanan

                Diyarbakır Ulu Camii, İslam âleminin 5. Harem-i Şerifi olarak kabul
                edilmektedir. Ulu Cami’nin avlu cephelerinde farklı dönemlere ait mi-
                mari bezemeler, kabartma ve yazıtlar büyük bir uyum içerisinde yer-
                leştirilmiştir. Tarihin her döneminde ibadet merkezi olarak kullanılan
                tarihi Ulu Camii Diyarbakır’daki en büyük yapılar topluluğudur. İki

                camisi (Hanefiler ve Şafiler Bölümü), iki medresesi (Mesudiye ve Zin-
                ciriye), doğu-batı maksuresi, minaresi, abdesthane kısımlarından
                oluşmakta ve bütün bu külliyenin ortasında büyük dikdörtgen bir

                avlu bulunmaktadır. Camiye giriş üç ayrı yerden sağlanır. Doğuda olan
                kapı ana (taç) kapıdır. Ana giriş kapısının iki köşesinde aslanla boğa mü-
                cadelesini simgeleyen ve simetrik olarak işlenmiş kabartma bir figür
                bulunmaktadır. İki hayvanın mücadelesini konu alan ana giriş kapısı
                oldukça geniş açıklıklı bir kemer şeklinde avluya açılmaktadır. Cami,

                dikdörtgen şeklinde planlanmış ve çok sütunludur. Avlu içerisinde yer
                alan sekizgen planlı şadırvan, sekiz adet sütun üzerine oturtulmuştur.
                800 yıldan fazla bir geçmişi olan Güneş Saati avlu içerisinde yer al-

                maktadır. Bir metre kadar yükseklikteki yuvarlak bir mermer üzerine
                yerleştirilen metal parçasının, güneşin hareketiyle birlikte çevresinde
                dönen gölge marifetiyle zamanı göstermektedir. Sibernetiğin babası
                olarak kabul edilen ünlü bilgin El-Ceze-ri’nin yaptığı Güneş Saati’nin,
                caminin dışındaki meydanda bulunduğu ancak 1920’lerde şimdiki

                yerine getirildiği bilinmektedir. Diyarbakır’a gelen yerli ve yabancı
                turistlerin ilgi odağı olan yer yer çatlayan Güneş Saati’nin daha fazla
                yıpranmaması için çevresine demirden korunak yapılmıştır.








                                                                                                          /     11     /
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16