Page 39 - Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Çalıkuşu Dergisi (Mart)
P. 39
11. Sizce öğretmen eğitimi nasıl olmalı?
Öğretmen eğitimi bambaşka olmalı. Eğitimin kalitesi öğretmenin donanımı ile doğru
orantılıdır. Finlandiya’da eğitim sisteminin başarılı olmasının temel unsuru donanımlı ve nite-
likli öğretmen yetiştirebilmeleridir. Bilgili, donanımlı, özgür düşünen ve öğrencileri üretime
teşvik eden nitelikli öğretmenler yetiştirip Türkiye’nin dezavantajlı bölgelerinde çalışma-
larını teşvik edebiliriz. Teşvik edelim diyorum çünkü öğretmenlerin bir kısmı zorunlu olarak
atanıyor köy okullarına ve zorunlu hizmetini tamamlayınca farklı nedenlerden dolayı tayin
isteyip gidiyor buralardan. Ama eğer teşvik olursa öğretmenler gönüllü olarak görev yapa-
caktır ve başarı kaçınılmaz olacaktır. Ancak bu şekilde Antalya, İstanbul veya İzmir’de kolejde
eğitim alan çocukla Diyarbakır’ın küçük bir köy okulunda eğitim alan bir çocuk eşit olabi-
lir. Köy okullarında veya kırsal kesimlerde birçok eğitime aç geleceğin bilim insanları (Aziz
Sancar’ları) var. İyi öğretmenlerin rehber olduğu/yetiştirdiği bu çocuklar bilgiyi işler, inşa
eder, üretime katkı sağlar, yeteneklerini keşfeder en önemlisi farklı durumlarla karşılaştığın-
da bocalamayıp uyum sağlar, çözüm üretir, ülkeyi kalkındırır. Türkiye halkı olarak kenetle-
nip mücadele ettiğimiz zaman önümüze çıkan bütün engelleri aşıp başarıya ulaşacağımızı
biliyoruz. Geçmişte bunun birçok örneğini gördük, yaşadık. Geleceğimizi inşa edecek olan
çocuklarımız için “önce eğitim” demenin tam zamanı.
12. Okuldaki hemen hemen her şeyin doğal olmasını nasıl sağladınız?
Bizler birçok şeyi köy ortamından yani doğal yaşam alanından almaya çalıştık. Çalı
çırpılarla çerçeveler, tahta parçalarıyla panolar, kütüklerden tabureler, eski oto lastikleriyle
saksılar, büyük kablo makaralarıyla da masa yaptık. Hem geri dönüşüme katkı sağlamış olu-
yoruz hem de maddi açıdan bir kaybımız olmuyor.
13. Köydeki “Her Eve Bir Kitaplık” adlı kampanyanızdan bahseder misiniz ve
başka kampanya yürüttünüz mü?
Aslında bir kampanya olarak düşünmedim, çocuklara sorumluluk ödevi olarak evdeki
kitapları saymalarını ve sonraki gün bana söylemelerini istedim. Kiminin evinde 2, kiminin
evinde 3 veya 5 kitap vardı. Hâlbuki aydınlanmanın en kolay ve en ulaşılabilir yolu kitaptan
geçtiğini biliyoruz. Sosyal medyadan bir kampanya başlattık ve her evimize 1 kitaplık 100 ki-
tap projemizi gerçekleştirdik. Her evin eğitim seviyesi ve çocukların sınıf seviyesine bakılarak
kitaplar seçildi. Örneğin okul öncesi çocukların olduğu bir aileye daha çok etkinlik ağırlıklı
kitaplar; üniversiteye hazırlanan gençlerin olduğu evlere de üniversiteye hazırlık kitaplarının
yanı sıra Türk ve Dünya klasikleri romanlarına yer verdik ayrıca her eve bir Türkçe Sözlük
vererek sözcüklerin doğru kullanımı ve sözcük zenginliği konusunda farkındalık yaratmak
istedik. Bununla birlikte köy halkıyla birçok projeye imza attık; Kumrucuk Yaz Sineması ile
okulumuzun bahçesinde akşam saatlerinde yaz sinema günleri düzenledik ayrıca sayfalarca
hayvan sevgisini anlatmak yerine okulumuzun bahçesinde evcil hayvan besliyoruz böylelikle
çocuklar hayvan sevgisini onlarla yaşayarak öğreniyor. Yemek yerken görgü kurallarını sınıfta
imece usulüyle hazırlamış olduğumuz kahvaltı sofrasında öğreniyoruz. Bunların dışında
turşu kuruyoruz, reçel yapıyoruz, kahvaltılığımız için okulumuzun bahçesinde de yetiştird-
iğimiz zeytinleri toplayıp zeytin kuruyoruz. Gözleme festivali düzenleyerek beceri atölyeleri
kuruyoruz.
38 DİYARBAKIR 8 1 Ç ALIKUŞU 8 1 Ç ALIKUŞU Dİ YARB AKIR 39